Ankilozan Spondilit Sinsi İlerliyor

Ankilozan Spondilit Sinsi İlerliyor
SAMSUN (İHA) – Romotoloji Uzmanı Dr. Alperen Mengi, romatizmal bir hastalık olan ankilozan spondilitin (AS) nedenleri ve tedavi yöntemleri hakkında açıklamalarda...

SAMSUN (İHA) – Romotoloji Uzmanı Dr. Alperen Mengi, romatizmal bir hastalık olan ankilozan spondilitin (AS) nedenleri ve tedavi yöntemleri hakkında açıklamalarda bulundu.

Özellikle omurgayı etkileyen kronik, ilerleyici, ağrılı sebebi bilinmeyen romatizmal bir hastalık olan ankilozan spondilitin nedenleri, belirtileri ve tedavisi hakkında bilinmesi gerekenleri anlatan Medicana International Samsun Hastanesi Romatoloji Bölümünden Uzm. Dr. Alperen Mengi önemli bilgiler verdi.

Ankilozan spondilitin çoğunlukla genç yaşlarda ortaya çıkan ve esas olarak omurgayı ve omurganın son kısmı ile leğen kemikleri arasında yer alan sakroiliyak eklemleri etkileyen inflamatuvar (iltihaplı) bir romatizma olduğunu söyleyen Dr. Alperen Mengi, "Görülme sıklığı genellikle yüzde 0.1-1.4 arasında değişir. Ülkemizdeki her bin kişiden 5'inde (yüzde 0.5 sıklıkta) AS olduğu tahmin edilmektedir. AS'nin nedeni tam olarak bilinmemektedir. Ancak hastalığın ortaya çıkışında genetiğin önemli rolü olduğuna inanılmaktadır. AS'li çoğu hasta HLA-B27 olarak adlandırılan bir gene sahiptir. AS'ye genetik olarak yatkın kişilerde çevresel bir faktörün tetikleyici etkisiyle bağışıklık sisteminin aşırı miktarda çalışması ve vücudun kendisine zarar vermesi sonucunda hastalık ortaya çıkabilmektedir" dedi.

Hastalığın belirtileri

Hastalığın belirtileri hakkında da bilgiler veren Dr. Mengi, "Bu hastalığın en önemli belirtisi inflamatuar karakterde bel ağrısıdır. Bu ağrının özellikleri: kırk yaştan önce başlaması, sinsi başlangıç göstermesi, üç ay veya daha uzun sürmesi, dinlenmeyle, özellikle gecenin 2. yarısında veya sabaha karşı ortaya çıkması ve hareketle azalması, yarım saatten daha uzun süren sabah tutukluğunun/katılığının olması, nonsteroid antiinflamatuvar ilaçlar (nsaii) olarak bilinen kortizon olmayan anti-inflamatuvar ilaçlara çok iyi yanıt vermesidir. AS'nin kas-iskelet sistemindeki belirtiler dışında; tekrarlayıcı ön üveit atakları (gözde kızarıklık ve ağrı), ağız içerisinde aftlar (ortası beyaz kenarı kızarık ufak yaralar), çeşitli deri bulguları (sedef, eritema nodosum), iltihaplı bağırsak hastalığı (crohn hastalığı veya ülseratif kolit) nedeniyle uzun süren kanlı ishal ve karın ağrısı ve çok nadiren aort (en büyük atardamar) kapağında inflamasyon ve aort yetmezliği ve kalpte iletim bozuklukları ortaya çıkabilir. AS, ömür boyu devam eden bir hastalıktır. Kesin tedavisi yoktur ama eldeki tedavi seçenekleri ve düzenli egzersizlerle çoğu hastada iyi bir yaşam kalitesi sağlanır" diye konuştu.

Hastalığın tedavi yöntemlerinden de bahseden Mengi, şunları söyledi:

"Egzersiz, tedavinin en önemli parçalarından biridir. Düzenli olarak yapıldığında hareket kısıtlılığının gelişmesini yavaşlatır ve postürün korunmasına yardım eder. NSAİİ'ler ağrıyı ve hareket kısıtlılığını azaltarak, günlük egzersizlerin daha rahat yapılmasını sağlar. Ciddi seyirli AS'de, özellikle kalça ve diz gibi büyük eklemlerde protez gerekebilir. Omurganın ileri düzeydeki öne doğru eğilmelerinde, cerrahi düzeltme gerekebilir ama riskli olması nedeniyle sadece bazı hastalarda uygulanabilmektedir. Hastaların çoğunda ilk başvuru yakınması olan inflamatuvar bel ağrısının tanınması, AS tanısındaki en önemli ipucudur. Bel ağrısı, en sık doktora başvuru nedenlerinden biridir; sıklıkla birkaç gün içerisinde düzelebilen mekanik nedenlerden kaynaklanır. Ancak çoğu kez gereksiz yere çekilen bel MR'ları hastaların yanlışlıkla bel fıtığı tanısı almalarına neden olmaktadır. Çünkü bel fıtığı olmayan kişilerde çekilen bel MR'larının önemli bir bölümünde bile bel fıtığı ile uyumlu görünümler saptanabilmektedir. Bu yüzden yukarıda bahsettiğimiz özellikte yani; genç yaşta başlayan, 3 aydan uzun süren, sabahları daha kötüleşen, sabahları tutukluk yapan bel ağrısı varsa bir romatoloji uzmanına muayene olmakta fayda var. Hastalarımıza, düzenli doktor kontrolüne giderek uygun tedavinin alınmasını, egzersizleri aksatmadan düzenli yapılmasını ve son olarak sigara içilmemesini öneririz."

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.