"İnsanlık Tarihi Kadar Eski Probiyotikler, Sağlık İçin Önemlidir"

"İnsanlık Tarihi Kadar Eski Probiyotikler, Sağlık İçin Önemlidir"
GİMDES Başkanı Dr. Hüseyin Kami Büyüközer, probiyotikleri ile ilgili önemli açıklama yaptı.

GİMDES Başkanı Dr. Hüseyin Kami Büyüközer, probiyotikleri ile ilgili önemli açıklama yaptı.

Gıda ve İhtiyaç Maddeleri Denetleme ve Sertifikalandırma Araştırmaları Derneği (GİMDES) Başkanı Dr. Hüseyin Kami Büyüközer, probiyotikleri ile ilgili önemli açıklama yaptı. Yeterli miktarda yenildiğinde insan sağlığını olumlu yönde etkileyen, üst sindirim sisteminde sindirime uğramadan kalın bağırsağa ulaşabilen, bağırsaktaki bazı mikroorganizmaların çoğalmasını arttıran ve/veya aktivitesini uyaran ve insan sağlığını olumlu yönde etkileyen maddelere "Probiyotik" adı verildiğini bildiren Büyüközer, "Probiyotikler zamanımızda yeni bulunmuş veya yeni keşfedilmiş gibi algılandırılmaya çalışılsa da ilk insanın doğal yaşam şartlarında doğal olarak karşılaştığı hava şartları ve ürünleri muhafaza etme şartları onu doğal olarak fermantasyonlu ürünlerle de karşı karşıya bırakabildiği ihtimalini düşündüğümüzde insanların probiyotik ürünlerle dünya hayatının başlangıç dönemlerinden itibaren tanıştığını söyleyebiliriz. Eski Roma kaynaklarında ishal tedavisinde başta yoğurt olmak üzere fermente süt ürünlerinin kullanıldığı bildirilmektedir. Ortadoğu, Afrika, Kafkas toplumlarının süt, yoğurt ve peynir ürünlerini eski çağlardan beri tükettikleri bilinmektedir. En eski ve en yaygın probiyotik gıdamız olan yoğurt, Ortadoğu toplumlarının adeta simgesi olmuştur" dedi.

Dr. Hüseyin Kami Büyüközer, bağırsaktaki mükemmel dengenin bozulması halinde çok sayıda tedavisi yorucu ve müzmin hastalıklara yol açtığını belirtti.

Büyüközer, "İnsanlar vücut hücrelerinin tahminen 10 katı sayıdaki (100 trilyon) faydalı bağırsak mikrobu ile ortak bir yaşam sürdürmektedir. Faydalı bağırsak mikropları (probiyotikler) çeşitli faydalarının yanında dış ortamdan gelen zararlı maddelerin kana geçmesini engelleyen koruyucu bir bağırsak tabakası oluştururlar. Bağırsaktaki sağlıklı mikrop dengesinin, zararlı mikroplar lehine değişmesine neden olur" ifadelerini kullandı.

Bütün bu görevlerin yerine getirilebilmesi için bağırsaklardaki çeşitli mikroorganizmaların belirli bir denge için birlikte var olmaları gerektiğinin altını çizen GİMDES Başkanı, "Yanlış beslenme, sağlıksız ve stresli yaşam tarzı, zararlı mikroorganizmalar ve antibiyotiklerin alınması gibi uygulamalar bağırsakları zor duruma sokan faktörlerdir. Bağırsaklardaki faydalı bakteriler bu gibi etkilerin sonucunda azalır ve onların yerine zararlı bakteriler çoğalabilir. Bağırsakların dengesi bozulduğunda bağışıklık sistemi de alarm vermeye başlar. Bu sıkıntılı durumdan dolayı, bağışıklık sistemi de zarar görebilir ve bundan dolayı alerji, kanser, romatizmal ve dermatolojik hastalıklar da ortaya çıkabilir. Son asırda beslenme sistemimizde, ekseriya ticari maksatlı gerçekleştirilen uygulamalar sonucunda rafine gıdaların tüketimindeki artışa karşılık, geleneksel turşu, yoğurt ve benzeri fermantasyon gıdaların az tüketilmesi, süt ve yoğurt gibi fazla tüketilenlerin ise ekşimesin ya da kesilmesin diye pastörize edilmesi ya da antibiyotik katılması vücudumuzun mükemmel probiyotik dengesini alt üst etmektedir" şeklinde konuştu.

Büyüközer, tedavisinde ya da önlenmesinde probiyotiklerin kullanıldığı çeşitli hastalıklar ve bu ürünlerin kullanımı sonucunda fayda sağladıkları sağlık bilgilerini şu şekilde belirtti:

"Bağışıklık sistemini güçlendirmek. Yiyeceklerin hazmını kolaylaştırmak, vitaminlerin sentezini yapmak, bağırsak duvarını zararlı maddelerden korumak ve bağırsak geçirgenliğini azaltmak, zararlı maddelerin (toksinler) kan dolaşımına geçmesini engellemek, besin alerjilerini ve egzamayı önlemek, kronik enflamatuvar (iltihabi) hastalıkların oluşumunu engellemek, kanseri önlemek, yaşlanmayı yavaşlatmak, depresyonu hafifletmek, otizm bulgularını hafifletmek, ishali önlemek ve tedavi etmek, idrar yolu iltihaplarını önlemek, kabızlığı tedavi etmek, böbrek taşlarının (okzalat) oluşumunu azaltmak."

Bağırsak florasının bozulmasının sonuçları

Probiyotiklerin bağırsak mukozası üzerinde oluşturduğu koruyucu tabakanın ortadan kalkması bağırsak geçirgenliğini artırır. Yeteri kadar sindirilmemiş yiyecek maddeleri ve nötralize edilmemiş toksinler kan dolaşımına geçer. Bağışıklık sistemi yeteri kadar sindirilmemiş protein parçacıklarına karşı aşırı bir şekilde uyarılır. Bu yabancı protein parçacıklarının bazıları vücudun kendi proteinlerine çok benzer. Bağışıklık sistemi aşırı uyarıldığı zaman kendinden olanı yabancıdan ayıramaz. Onu tahrip ederken kendinden olanı da tahrip eder. Karbonhidrattan zengin gıdalar, rafine gıdalar, çeşitli toksinler, antibiyotikler, sezaryen doğumlar bağırsak florasının bozulmasına neden olan oluşumlardır.

Diyet ile normal bağırsak florası nasıl sağlanır?

Pastörizasyon, gıdalardaki probiyotikleri büyük ölçüde tahrip eder!! Un ve şekerden fakir, sebze, meyve, et ve yumurta gibi doğal gıdalardan zengin bir diyet bağırsak florasının koruyuculuğunu arttırır. Fermantasyon ürünleri (turşu, yoğurt, peynir, sirke, tuzlama yiyecekler) bağırsak florasında bulunan probiyotikleri arttırırlar. Probiyotikten en zengin gıdalar anne sütü ve yoğurttur. Probiyotiklerin bağırsağımıza çeşitli sağlık faydaları vardır. Bağırsağımıza iyi bakteriler sağlayarak bağışıklık sistemimizi güçlendirirler, sindirime ve metabolizmaya yardımcı olurlar. Dost bakterileri olan ve sindirim sistemimizdeki bakteri florasını yenileyebilmemize yardımcı olabilecek pek çok doğal gıda kaynağı vardır. Fabrikasyon probiyotik diyet takviyeleri, bunların güvenliği ve etkinliği ile ilgili ekseriya bilimsel kanıtlardan yoksundur. Doğal, probiyotikçe zengin gıdaları seçmek her zaman sağlığımız için daha iyidir."

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.