Cumhurbaşkanı Erdoğan: '29 bin 689 yeni sağlık çalışanını kamuda istihdam edeceğiz'

Cumhurbaşkanı Erdoğan: '29 bin 689 yeni sağlık çalışanını kamuda istihdam edeceğiz'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Bu yıl içinde 29 bin 689 yeni sağlık çalışanını kamuda istihdam etmek için süreci başlattık. Yani yaklaşık 30 bin. İlk etapta 12 bin sağlık personelinin alımını gerçekleştireceğiz” dedi.

Sağlık çalışanları ile iftarda bir araya gelen Cumhurbaşkanı Erdoğan, atama bekleyenlere müjde vererek yaklaşık 30 bin sağlık çalışanının yıl sonuna kadar kamuda istihdam edileceğini söyledi.

“İslam aleminin iç karartıcı durumunun vebali öncelikle, bize aittir, Müslümanlara aittir” 

Yakın coğrafyada yaşanan hadiselerin İslam alemine çok ciddi bir muhasebe yapılması gerektiğini söylediğini belirten Erdoğan, “O kadar acı manzaralarla karşılaşıyoruz ki, bir Müslüman olarak tarif etmekte, anlamlandırmakta zorlanıyoruz. Öyle hadiselere şahit oluyoruz ki, hayata ve geleceğe dair umutlarımız yerini karamsarlığa bırakıyor. Bir sapkın çıkıp üzerine sardığı bombalarla bir ibadethaneyi içerisindeki masumlarla beraber havaya uçurabiliyor. Bir başkası o ülkede yaşayan milyonlarca Müslümanı töhmet altında bırakma pahasına kilisede dua eden insanları vahşice öldürebiliyor. İslam adına hareket ettiğini zanneden zavallılar, semalarından ezanların asırlardır eksilmediği İslam beldelerini işledikleri cinayetlerle kan ve gözyaşına boğabiliyor. Komşumuz Suriye'de olduğu gibi, diktatörler sırf iktidarlarını korumak adına hiçbir kural, ahlak tanımadan kendi ülkelerini devasa bir enkaz yığınına çevirebiliyorlar. Gönül coğrafyamızın dört bir yanına baktığımızda maalesef barışa, sükunete, huzura aç bir İslam dünyası görüyoruz. Yüzyıllardır esenlik yurdu olarak nam salmış, ilim irfan merkezlerimiz bugün iç çatışmalarla, varil bombaları ile kundaktaki çocuğunu kara toprağa veren annelerin feryatları ile anılıyor. İşte Şam, Bağdat, Arakan, hepsi böyle. Hiç şüphesiz bu kötü tablonun failleri bellidir. Bir damla petrolü bir damla kandan daha değerli gören karanlık zihniyetin elbette coğrafyamızda yaşanan tüm dramlarda rolü vardır. Menfaatlerine kul köle olan tufeylilerin gerilimi körükledikleri, böl, parçala, yönet politikası ile bölgemizi sömürdükleri bir hakikattir. Batı başkentlerinin şatafatlı görüntüsünün altında yüz milyonlarca Afrikalı ve Asyalının alın teri, gözyaşı olduğu inkar edilemez bir gerçektir. Ancak yüreklerimizi dağlayan, ramazan sevincimize gölge düşüren bu sahnenin müsebbibi sadece işgalciler, sadece emperyalist güçler değildir. Irak'ta, Libya'da, Afganistan'da, Ortadoğu ve Kuzey Afrika'da hüküm süren dramların tek sorumlusu çıkarlarının peşinde koşanlar da değildir. Açıkça söylemek gerekirse İslam aleminin iç karartıcı durumunun vebali öncelikle, bize aittir, Müslümanlara aittir. İmsak ile birlikte oruç ibadetine başlayanlar, günde 5 kez aynı kıbleye yönelenler, aynı yaratıcıya, aynı mukaddes kitaba inananlar, şayet kalkıp birbirlerine silah doğrultabiliyorsa, birbirlerini hunharca katledebiliyorsa burada yanlış giden başka şeyler var demektir. Kendi iç muhasebemizi, kendi iç sorgulamamızı yapmadan başkalarından insaflı olmalarını bekleyemeyiz. Bin 400 yıllık kardeşliğimize önce biz sahip çıkmazsak, kardeşlik hukukunu önce biz yüceltmezsek unutmayalım ki, bunu başkaları bizim adımıza yapmayacaktır. Biz problemlerimizin üzerine cesaretle gitmezsek kimse bizim için elini tayın altına koymayacaktır. Ramazan işte bunun için önemli ve anlamlıdır” diye konuştu.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.