Dijitalde Müşteri Durumları Belirsiz

Dijitalde Müşteri Durumları Belirsiz
Covid-19'un Avrupa ve Türkiye'de Dijital Sektöre Etkileri Araştırma Raporu'nun sonuçları açıklandı.

Covid-19'un Avrupa ve Türkiye'de Dijital Sektöre Etkileri Araştırma Raporu'nun sonuçları açıklandı. Türkiye'den araştırmaya katılan şirketlerin yüzde 63'ü salgının mevcut etkileri arasında müşterilerin durumunda belirsizliği gösterdi. Salgın başladığında alınan ilk önlem ise hijyen tedbirleri oldu.

Digital Europe tarafından tüm dünyayı etkisi altına alan COVID-19 salgınının etkileriyle ilgili olarak içerisinde Türkiye'den de 35 şirketin dahil olduğu ve toplamda 650 dijital endüstri şirketinin mevcut durum ve gelecek beklentilerini içeren bir araştırma raporu hazırlandı. 2011 yılında Türkiye Bilişim Vakfı, TÜBİSAD ve TESİD birlikteliğiyle kurulan ve DIGITAL EUROPE'un üyesi olan Dijital Türkiye Platformu internet üzerinden gerçekleştirdiği toplantıyla çalışmanın detaylarını paylaştı.

TBV Yönetim Kurulu Başkanı Faruk Eczacıbaşı, TÜBİSAD Yönetim Kurulu Başkanı Erman Karaca ve TESİD Yönetim Kurulu Başkanı C. Müjdat Altay'ın katıldığı etkinlik video konferans biçimiyle gerçekleştirildi.

14 Avrupa ülkesinden 14 STK'nın katkı verdiği ve Türkiye verileri için Dijital Türkiye Platformu'nun (DTP) aracılık ettiği raporun sunumunu Türkiye Bilişim Vakfı Projeler Koordinatörü Seda Çakmak yaptı. İçerisinde pek çok önemli tespit ve gelecek beklentilerinin yer aldığı ve bir anlamada içinde bulunduğumuz durumun özellikle AB ülkeleri teknoloji ağırlıklı endüstrisi ve Türkiye karşılaştırmasının yapıldığı raporun öne çıkan başlıkları oldukça dikkat çekiyor.

Covid-19'un Avrupa ve Türkiye'de Dijital Sektöre Etkileri Araştırma Raporu

17 Mart-16 Nisan 2020 BT ve Telekomünikasyon endüstrisi şirketleri ve kurumları yanında dijitalleşme alanındaki toplamda 650 şirketin yanıt vermesiyle elde edilen sonuçlar paylaşıldı.

COVID-19'un Avrupa dijital endüstrisine etkisi

Katılımcıların yüzde 77'si COVID19 krizinde olumsuz mali etki bekliyor. Katılımcıların yüzde 35'i bir miktar işten çıkarma bekliyor. Avrupa içinde ülke dışı sevkiyat yapan şirketlerin yüzde 74'ü sevkiyatlarda aksamalar yaşadılar.

Katılımcıların yüzde 50'si hükümetlerin yardıma ihtiyacı olan şirketleri desteklemek için çok az şey yaptıklarına inanıyor. Yüzde 93'ü COVID-19 pandemisinin küresel durgunluğa yol açacağına inanıyor. katılımcıların neredeyse tamamı dijital dönüşüm için teşvik paketinin AB'nin krizden çıkışı için "oldukça faydalı" (yüzde 59) ya da "faydalı" (yüzde 31) olacağını düşünüyorlar.

Araştırmanın Türkiye sonuçları

Türkiye'den araştırmaya katılan şirketlerin yüzde 63'ü salgının mevcut etkileri arasında müşterilerin durumunda belirsizliği gösterdi. Yüzde 57'si siparişlerin iptali ve yüzde 40'ı yatırım kararlarının askıya alınması yönünde görüş verdi.

Türkiye'den araştırmaya katılan şirketlerin hepsi, salgına karşı ilk tedbir olarak hijyen önlemleri aldı. Yüzde 94'ü evden çalışmaya geçerken, yüzde 85'i kriz takımı oluşturdu ve yüzde 48'i de çalışanlara yıllık izin verdi. Çalışanların yüzde 64'ü evden tam kapasite çalışıyor.

Araştırmada şirketlere salgının olası etkileri soruldu. Katılımcı şirketlerin yüzde 97'si ülke genelinde işten çıkarmalar beklerken, yüzde 97'si GSMH da azalma, yüzde 77'i şirket finansallarında bozulma ve yüzde 51'i kendi firmalarında işten çıkarma öngörüyor.

Beklentiler

Türkiye'den beklentiler sorulduğunda ise şu cevaplar alındı. Yüzde 83 ücretlerin devlet tarafından desteklenmesi, yüzde 74 vergi ertelemesi, yüzde 74 Covid-19'un mücbir sebep kapsamına alınması, yüzde 52 düşük faizli kredi bekliyor.

"Kırılımların en büyüğünü COVID-19 ile yaşadık"

Rapor detaylarının paylaşılmasının ardından ilk sözü alan TBV Başkanı Faruk Eczacıbaşı konuşmasında dünyadaki kırılımların en büyüğünü COVID-19 ile yaşadığımıza dikkat çekerek, "Amacımız, Bilgi Toplumu olma yönünde AB stratejilerinin paydaşı olmak ve gerek AB'de oluşan bilgi birikimlerinden yararlanabilmek ve gerekse tecrübe ve birikimlerimiz ölçüsünde katkı vermek. Ayrıca, Türk kuruluşlarının ve STK'ların Avrupa Birliği kanalıyla özellikle teknolojik ve finansal alanlarda gelişmelerini sağlamak. Bizim de kendi içimizde önemle desteklediğimiz Digital Europe'un genel stratejisi ise bu yönde koyduğumuz hedeflerle birebir örtüşüyor. Özellikle köklü teknolojik atılımların belirsizleştirdiği bu geleceğin oluşturacağı ortamlarda böyle bir ortak aklın paydaşı olmayı bizler gerçekten çok önemsiyoruz. Bakınız 4 ay gibi kısa bir sürede "geleceğin belirsizleşmesi" özellikle COVID-19 ortamında birincil bir şekilde ortaya çıktı ve bütün dünya hiç beklenmedik bir anda ağır bir travma yaşıyor. Geleceği belirsiz bir sağlık ortamıyla karşı karşıyayız Ne kadar sürecek? Yoğunluğu ne kadar olacak? Sosyal etkileri ne olacak?.. Asıl önemlisi ekonomik etkileri ne olacak? TBV olarak zaten bizim temel hedefimiz teknolojik kırılımlara karşı gerek toplumsal, gerek kurumsal, gerekse bireysel davranışları hazırlamak olmuştur. Rahatlıkla söyleyebilirim ki "kırılımların en büyüğünü COVID-19 ile yaşadık. En çok söylenen şeylerden birisi "hiçbir şey eskisi gibi olmayacak". Neyin eskisi gibi olmayacağını söylemediğiniz sürece bu laf bir klişe olarak kalıyor. Elbette bir şeyler değişecek, değişmeye başladı bile...ve bugünkü gibi uzaktan görüşmelerimiz, toplantılar, eğitim, ticaret alışkanlıkları gibi değişen gelişmeleri görmeye başladık" dedi.

Raporun içeriğinde değerlendirmeye katılan kurumların geleceğe yönelik çok kuşkucu ve hatta kötümser bir bakış açısı sergilediğini gördüklerini de belirten Eczacıbaşı, sözlerini şöyle sürdürdü: "Doğru Gelecek belirsiz, ekonomik olarak zor bir dönem. Bunu kabul etmemiz lazım ancak böyle ortamlar aynı zamanda da değişim için büyük fırsatlar oluşturuyor. Geleceğe umutsuzca bakıp bugünün ağır yükü altında sıkışmaktan ziyade bu büyük kırılımın getireceği farklı iş ve yaşam modellerine odaklanmalı, geleceği inşaa için teknolojinin desteğini de her zaman yanımıza almalıyız. Digital Europe ile çalışmalarımız hem ortak aklın ve ortak çalışmaların fırsatlarından yararlanmamız için önemli bir ortam hem de kendi girişimlerimize batımızdaki coğrafyalarda yeni fırsatlar oluşturmak için olanak sağlıyor. Şunu da memnuniyetle söylemem gerekir ki Digital Europe da Türkiye ile iş birliğini bizim gördüğümüz kadar değerli bir fırsat olarak değerlendiriyor ve geliştirilmesi için katkı sağlıyor. Elbette bizler de hem yakın hem de orta vadede bu yakınlığı artırarak devam etmeyi hedefliyoruz".

"Bilişim sektöründeki iddiamızı yükseltmede 4 kritik faktör öne çıkıyor"

Toplantıda daha sonra söz alan TÜBİSAD Yönetim Kurulu Başkanı Erman Karaca da konuşmasında Digital Europe araştırmasının krizin tüm ülkeler için korkutucu boyutlarını gözler önüne serdiğini hatırlatarak, "Salgının başladığı günlerden bu yana olumsuz haberlerden hepimiz çok yorgun düştük. Olumsuzluklara bakmak yerine bu süreçte olumlu neler olduğuna bakarsak geleceğe ilişkin elimizde ne yapmamız gerektiğine ilişkin bir yol haritası olabilir. Bu salgın bize dijital teknolojilerin hayatımızdaki önemini bir kez daha gösterdi. Salgın öncesinde hem donanım hem yazılım olarak yatırımlarını yapmış olan firmalar, uzaktan çalışmaya geçerek, faaliyetlerini dijital ortama taşıyarak, iş süreçlerinde büyük kopuşlar olmadan bu süreçleri atlatma imkanını buldular. Buna karşılık, bu yatırımları yapamamış olan birçok KOBİ ve birçok küçük esnaf ya bu süreçte önemli ticari kayıplara uğradı, ya da yüksek sağlık riski almak zorunda kaldı. Almanya, Kore, Japonya, İsveç, Norveç, Hong Kong gibi bazı ülkeler hem mücadeleye erken başlayarak hem de teknolojiyi iyi kullanarak attıkları adımlarla salgının ilerlemesinde önemli başarılar elde ettiler. Salgının yol açtığı zararın atlatılmasında bilgi ve iletişim teknolojileri anahtar rolü oynayacağına göre, bu alandaki performans açığımızı en kısa sürede kapatma gayretinde olmamız gerektiği aşikar. Bilişim sektöründeki iddiamızı yükseltmede 4 kritik faktör; insan sermayesi, yazılım, donanım ve altyapı. Ekonominin süratle ayağa kalması ve gelecek risklere hazırlıklı olmak için bu dört alanda mutlaka ilerleme sağlamamız gerekiyor. Bu nedenle her şeyden önce bilişim sektöründeki firmaların açıklanmış olan teşviklerden yararlanabiliyor olması gerekir" şeklinde konuştu.

"Pandemi nedeniyle aramızda açılan mesafeleri, bilgi iletişim teknolojileri ile kapadık"

Toplantıda son olarak söz alan TESİD Yönetim Kurulu Başkanı C. Müjdat Altay ise "Bugünlerde, pandemi nedeniyle aramızda açılan mesafeleri, bilgi iletişim teknolojileri ile kapadık. Ve şunu da gördük ki ülkelerin kendi kendilerine yetebilmeleri için yerli üretim kapasitelerinin güçlendirilmesi ve bilgi iletişim teknolojileri çok önemli. Bilgi ve iletişim teknolojilerinin en önemli bileşeni elektroniktir. Elektronik sektörü bütün sektörleri kesen ve diğer tüm sektörleri de geliştiren, verimliliği artıran bir sanayi dalı. Türkiye, 90'ların ortasında telekomünikasyon sektöründe %50'nin üzerinde bir yerlilik oranına sahipti. 2003 yılında savunma sanayinde yerlilik oranı yüzde 20'lerde iken, bugün yüzde 70'leri bulması sağlanarak büyük başarı elde edildi. 2010'lu yıllarda Türkiye başka bir hamle yaptı. 4G teknolojisini ülke kaynakları ile tasarlayabileceğini ispat etti. Bu, sahip olduğumuz yerli bilgi, mühendislik, tasarım ve üretim gücünün ispatıdır. Biz Türk insanı olarak kafamıza koyarsak yaparız. Şimdi de aynı şekilde bu yerlileşmeyi elektronik sanayine taşımalıyız. Bu kapsamda, TESİD olarak yerlilik için geçmişimizdeki birikimimizle geleceğimizin gençlerini uygun bir ekosistemde bir araya getirmek için çalışıyoruz. Diğer yandan sektörün büyük firmaları ile KOBİ firmalarını buluşturarak geliştirici bir sinerjinin oluşturulmasını teşvik ediyoruz. 2019 yılında yayınlanan "Milli Teknoloji Hamlesi"ne çok inanıyorum ve destekliyorum. Geçmişte yapabildiğimizi gösterdik, bugün pandemi sırasında da yerli firmalarımız bir kez daha neler yapabileceğimizi ispatladı. Şu anda dünyada yıkıcı bir etki ile karşı karşıyayız. Ve her zaman bu yıkıcılık sonrasında inovasyon gelmiştir. Şimdi de daha da iyisini yapmak üzere tüm paydaşlar olarak gayretimizi artırmalı, gerekli destekleri almalıyız."

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.