Bilecik Belediyesinde Görevli Arkeolog Umut Özdemir:

Bilecik Belediyesinde Görevli Arkeolog Umut Özdemir:
Bilecik Valisi Tahir Büyükakın'ın şehrin isminin "Ertuğrul" olarak değiştirilmesi önerisinin ardından, Bilecik Belediyesinde görevli Arkeolog Umut Özdemir,...

Bilecik Valisi Tahir Büyükakın'ın şehrin isminin "Ertuğrul" olarak değiştirilmesi önerisinin ardından, Bilecik Belediyesinde görevli Arkeolog Umut Özdemir, "Bilecik, Cumhuriyet öncesi Osmanlı Döneminde Ertuğrul Sancağı'nın merkez kazasıydı" dedi.

Geçtiğimiz günlerde Bilecik Valisi Tahir Büyükakın, Bilecik'in adının değiştirilmesi önerisinde bulunarak, "Bilecik'e Ertuğrul ismi verilerek, şehirler kuran şehir olduğu tekrar hatırlanarak Bilecik'i "Ertuğrul" adıyla yeniden diriltmek, şehirler kuran bir şehir olarak yeniden ayağa kaldırmak olabilir" dedi.

Bu öneri sonrası Bilecik'in Cumhuriyet öncesi adının "Ertuğrul Sancağı'na bağlı bir merkez kazası olduğunu İHA muhabirine anlatan Bilecik Belediyesinde görevli Arkeolog Umut Özdemir, "Bilecik; kutlu cihan imparatorluğunun kurulduğu, tarihe yön vermiş Ertuğrul Gazi'nin, Şeyh Edebalı ve Dursun Fakih gibi alimlerin yaşadığı ve burada medfun olarak bulunduğu kutlu bir şehirdir. Bu hafta Bilecik'in adı "Ertuğrul" olsun mu, olmasın mı tartışmalarından esinlenerek "Ertuğrul" adının tarihçesinden bahsedeyim. Bilecik, klasik dönemde Eskişehir ve çevresinden oluşan Sultanönü Sancağının bir kazası durumundaydı. Kaza merkezi olan Bilecik şehri merkezi için erken dönem kayıtlarında "Nahiye-i Bilecik" ifadesine rastlanılmaktadır. Tanzimat'tan sonra Muhassaslıkların kurulması üzerine Hüdavendigar vilayetinin Eskişehir Muhassalığı'na bağlı bir kaza oldu. 1840 yılında ise Bilecik Muhassalığı lağvedilerek Eskişehir'e ilhak edildi. 1842'den sonra yapılan bir düzenleme ile sancak yönetimi il kez "Kaymakam" unvanlı yöneticilere bırakıldıktan sonra Hüdavendigar Eyaleti'ne bağlı "Bilecik Kaymakamlığı" olarak adlandırıldığı görülmektedir. Fakat 1847 tarihinde, sancak merkezi olan Eskişehir'in bağlı kazaların ortasında olmaması ve bu durumun zorluklara sebebiyet vermesi nedeniyle sancak merkezi Bilecik'e taşındı. 1858 yılında yapılan düzenleme ile Hüdavendigar Eyaleti'ne bağlı bir sancak statüsü kazandırıldı. Ertuğrul Sancağı altında yeni kurulan bu idari yapının merkez kazası da Bilecik olmuştur. 25 Ağustos 1885'te Bilecik, Söğüt, İnegöl ve Yenişehir kazalarının Bursa Sancağından ayrılması ve Bilecik merkez olmak üzere "Ertuğrul" adıyla üçüncü sınıf bir mutasarrıflık teşkil edilmesi dönemin padişahı Sultan 2. Abdülhamit Han'a arz edildi. 30 Ağustos 1885 tarihli iradeyle Osmanlı Devleti'nin kurulduğu yer olması ve Ertuğrul Gazi'nin burada medfun bulunması nedeniyle Bilecik'in mutasarrıflığa dönüştürülmesi ve bu mutasarrıflığa Ertuğrul Gazi'nin adının verilmesi uygun görülmüş" dedi.

"O dönemde nüfus 76 bin 899'muş"

Özdemir, 1907-1908 yıllarında Ertuğrul Sancağı'nın merkezi olan Bilecik'in 76 bin 899 nüfusu olduğunu anlatarak, "Küplü,Yarhisar, Pazarcık, Lefke (Osmaneli) ve Gölpazarı adlı beş nahiyesi ve 193 köyü bulunuyordu.Cumhuriyetin ilk yıllarında bu ad ile vilayet oldu ise de 1924'de vilayetin adı Bilecik olarak çevrilmiş ve günümüze kadar da herhangi bir isim değişikliğine gidilmemiştir. Bu bilgiler, Tanzimat Döneminde Anadolu Kentlerinin Sosyal ve Ekonomik Yapıları, Tanzimat Döneminde Bir Anadolu Şehri Bilecik adlı kitaplarında yer almaktadır" dedi.

Bilecik Belediyesinde Görevli Arkeolog Umut Özdemir:

Bilecik Belediyesinde Görevli Arkeolog Umut Özdemir:

Bilecik Belediyesinde Görevli Arkeolog Umut Özdemir:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.