Mini Laparoskopi İle Adeta İğne Deliğinden Ameliyat

Mini Laparoskopi İle Adeta İğne Deliğinden Ameliyat
Laparoskopik yani kapalı ameliyatlar Türkiye'de giderek artarken, ufak kesiler yoluyla (5-10 mm ) karın boşluğu kullanılarak pek çok ameliyat gerçekleştirilebiliyor.U

Laparoskopik yani kapalı ameliyatlar Türkiye'de giderek artarken, ufak kesiler yoluyla (5-10 mm ) karın boşluğu kullanılarak pek çok ameliyat gerçekleştirilebiliyor.Uzmanlar kapalı ameliyatlar sonrası hastanın hastanede kalma süresinin azaldığını belirterek, ameliyatlarda daha az ağrı olduğunu kaydediyor.

Laparoskopik yani kapalı ameliyatlar 1980'li yıllardan itibaren uygulanmaya başlandı. Dünyada binlerce kişi bu yolla sağlığına kavuştu cerrahlar, ucunda kamera bulunan enstrümanları, karın boşluğuna küçük kesilerden yerleştiriyor. Bu enstrümanlar aslında cerrahın ellerinin uzantıları olup, vücut dışından ameliyat yapmaya imkan veriyor. Cerrah, TV monitörüne bakarak mükemmel büyütülmüş görüntüler yardımı ile ameliyatı gerçekleştirebiliyor. Günümüzde kapalı ameliyatlar ile yumurtalık kistleri, tüplerin bağlanması, Endometriozis (Çikolata kisti hastalığı), kısırlık, miyom tedavisi ve rahim alma ameliyatları yapılabiliyor. Ayrıca jinekolojik kanserlerde de artan bir şekilde kullanılmaya devam ediyor.Kapalı ameliyatlar başlamadan önce, tüm ameliyatlar çok büyük kesiler kullanılarak gerçekleştiriliyordu. Kapalı cerrahiyle karşılaştırıldığında, büyük kesi ameliyatları ciddi yaralanma, enfeksiyon, yara açılması, uzun süreli sakatlık gibi daha büyük risklere sahip olduğu da uzmanlar tarafından belirtiliyor. Kapalı ameliyat bu olumsuz sonuçlarda önemli bir azalmaya yol açtığı için, her disiplinde modern cerrahide devrim yapmış ve 20'nci yüzyılın en önemli cerrahi yeniliklerinden biri olarak kabul ediliyor. Doç.Dr. Ercan Baştu, kadın hastalıklarında çoğu ameliyatın kapalı yapılabileceğini ve Türkiye'de bu ameliyatların sayısının giderek arttığını ifade ediyor. Doç. Dr. Baştu Avrupa'da kapalı ameliyat sıklığı kadın hastalıkları camiasında yüzde 50 civarında olduğunu belirterek,". Türkiye'de kesin yapılmış bir istatistik olmamakla birlikte yüzde 15-20 oranını aşmıyor. Bunun nedenleri arasında belirli bir eğitim süreci, hastanelerde belirli bir alt yapı kurulumunun gerekmesi ve kapalı ameliyat için gerekli cihazların pahalı olması olarak gösteriliyor.

Açık karın ameliyatına göre, kapalı ameliyatlarda daha az ağrı olduğunu kaydediyor. Kapalı ameliyatlardan sonra hastanede kalma süresi daha kısadır, karındaki kesi daha küçüktür, iyileşme süresi daha kısadır. Ayrıca yara iltihabı riski daha azdır. Kozmetik açıdan daha avantajlıdır. Ameliyat sonrası işe geri dönüş süresi de açık cerrahiye kıyasla çok daha kısa olmaktadır" diye konuştu.

Doç.Dr. Ercan Baştu, artık mini laparoskopi ile ameliyatların gündemde olduğunu vurgulayarak, "Mini laparoskopi; normal laparoskopide kullanılan aletlerin daha incelerinin kullanıldığı ameliyat şeklidir. Standart kapalı ameliyatlarda (laparoskopide) kullanılan karın içine giriş aletlerinin çapı 12 mm'yi bulurken mini laparoskopide bu 2.3-3.5 mm civarındadır. Bunun cerrah için avantajı çoğu zaman kesi gerektirmeden aletlerin karına yerleştirilebiliyor olması, yeni bir öğrenme eğrisi gerektirmemesidir. Hastaya da çoğu zaman dikiş gerektirmeyen bir yara açılmış olması, izin çok daha az kalması, kesi yeri fıtıklaşma riskinin azalması ,erken ameliyat sonrası iyileşme gibi sosyal ve kozmetik pek çok yarar sağlamasıdır. Ayrıca kullanılan aletlerin küçük olması özellikle endometriyozis hastaları olmak üzere hemen her cerrahide oluşan karın içi yapışıklıkların minimal düzeyde olmasını sağlamaktadır" dedi.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.