Uzmanlar Çocuklarda Altına Kaçırma Rahatsızlığına Karşı Uyardı

Uzmanlar Çocuklarda Altına Kaçırma Rahatsızlığına Karşı Uyardı
Afyonkarahisar Özel Fuar Hastanesi Üroloji Uzmanı Op. Dr. Selçuk Ertaş, çocuklarda sıklıkla görülen altını ıslatma sorunu hakkında açıklamalarda...

Afyonkarahisar Özel Fuar Hastanesi Üroloji Uzmanı Op. Dr. Selçuk Ertaş, çocuklarda sıklıkla görülen altını ıslatma sorunu hakkında açıklamalarda bulundu.

Uzman Doktor Ertaş, enürezisin dünya çapında milyonlarca çocuğun yaşadığı bir sağlık sorunu olduğunu söyledi.

Op. Dr. Ertaş, gece alt ıslatmanın birçok çocuğun yaşadığı bir sağlık sorunu olduğunu ifade ederek, "Gece altını ıslatma dünya çapında milyonlarca çocuğun yaşadığı bir sağlık sorunudur. Eğer 5 yaşını bitirmiş bir çocuk gece uykusunda idrar kaçırıyorsa buna gece altını ıslatma (enürezis nokturna) denir. Bu yaştan önce çocukların gece altını ıslatması normal dışı bir durum olarak kabul edilmez. Bunun sebebi çocuklarda sinirsel (nörolojik) olgunluğun bu yaşta tamamlanmasıdır. Beş yaşındaki çocukların yaklaşık yüzde 15'inde gece altını ıslatma mevcuttur. Her yıl yaklaşık yüzde 15 azalarak 15 yaşında yaklaşık yüzde 1'e düşer. Bu bilgi bize gece altını ıslatmanın çocuğun büyümesinin bir parçası olabileceğini düşündürtmektedir" dedi.

"Tuzlu gıdalardan kaçının"

Tuzlu gıdalardan kaçınılması gerektiğine dikkat çeken Op. Dr. Ertaş, konuyla ilgili şunları söyledi:

"Erken yaşlardaki çocuklardaki şikayetler eğer çocuğun ve ailesinin hayat kalitesini bozacak düzeyde değilse bu durumun büyüdükçe geçebileceği düşünülerek tedavi bir müddet ertelenebilir. Yine bu çocuklara önerilebilecek olan ve genellikle ilk tedavi seçeneği olarak bilinen davranışsal tedavi uygulanabilir. Bunun psikolojik bir problem olmadığı ve oldukça sık rastlanan bir problem olduğu unutulmamalıdır. Daha önce bahsedildiği gibi enürezis nokturnanın çocuğun nörolojik olgunlaşmasıyla birlikte yıllar geçtikçe ortadan kaybolabileceği düşünüldüğünde bu yöntemin denenmesi mantıklı olabilir. Davranışsal tedavide ailenin bu hastalığın ne olup ne olmadığını anlaması, destekleyici ve motive edici bir yaklaşımda bulunması olmazsa olmazdır. Çocukların öncelikle gece yatmadan 2 saat öncesinden itibaren sıvı alımı (su, çay, meşrubat, meyve suyu gibi) kısıtlanmalıdır. Mutlaka uyumadan önce ve uyuduktan 2 saat sonra kaldırılıp işemesi sağlanmalıdır. Akşam yemeğinde tuzlu gıdaların tüketiminden kaçınılmalıdır. Sıvı alımı gün içine eşit olarak dağıtılmalıdır. Kabızlık problemi varsa bunun çözülmesi elzemdir. Bunun için bol lifli gıdalar ve yeterli miktarda sıvı alımı şarttır. Her sabah kaka yapmayı alışkanlık haline getirmek uygun bir yöntemdir ama eğer bu uygulanamıyorsa yemekten 15-20 dakika sonra çocuğun tuvalete gitmesi ve kaka yapmaya çalışması gereklidir. İşemenin düzenlenmesi de oldukça önemlidir. Çocuğun 2-3 saatte bir tuvalete gitmesi okulda bir teneffüs gitmiyorsa diğer teneffüs gitmesi ve bunun yanında eğer klozet kullanıyorsa ayaklarının mutlaka desteklenmesi şarttır. Buna ek olarak takvim tutarak kuru günlerin çokluğuna göre ödüllendirme yöntemi de çocukların bu konuda motivasyonlarını artırmakta ve problemin aile içinde kabul edilerek çocuğun üzerindeki psikolojik baskının azaltılmasını sağlayabilir. Bu aşamada ailenin çocuğa destek olması oldukça önemlidir. Başka bir sebebe bağlı olmayan gece altını ıslatma psikolojik kökenli olmamakla birlikte bu durumun çocuk üzerinde psikolojik olarak negatif bir etki bırakması olasıdır. Tedavinin belki de en önemli gerekçesi budur."

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.