Kılıçdaroğlu’ndan Yargıtay Başkanı’na Sert Yanıt: Vermezsen Namertsin

Kılıçdaroğlu’ndan Yargıtay Başkanı’na Sert Yanıt: Vermezsen Namertsin
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Yargıtay Başkanı'na, "Bizi eleştirenleri mahkemeye vereceğim, diyor. Vermezsen namertsin kardeşim, vermezsen… Biz bağımsız...

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Yargıtay Başkanı'na, "Bizi eleştirenleri mahkemeye vereceğim, diyor. Vermezsen namertsin kardeşim, vermezsen… Biz bağımsız yargıya güveniriz, birilerinin çömezi olan yargıya güvenmeyiz. Öyle bizi tehdit ederek, eleştireni mahkemeye veririm diyerek ne yaparsan yap kardeşim, şimdi sana düşen bir görev var, izzetüikbal ile o koltuktan ayrıl kardeşim, o koltuğu bırak."

 

-"BİR AVUKAT ARKADAŞIMIZ YOLDA DAVAYI YAKINDAN İZLEYECEK"-

Partisinin grup toplantısında konuşan CHP Genel Başkanı özetle şunları söyledi:

"Bugünlerde Rıza Sarraf davası görüşülecek. Orada New York Barosuna kayıtlı bir arkadaşımız şu anda yolda, davayı yakından izleyecek, bir avukat arkadaşımız yolda davayı yakından izleyecek.

17-25 Aralık depremini yaşadık.

Darbe dönemlerinin temel özelliği yolsuzlukları kapatmaktır, gizlemektir.

Deniz Feneri Almanya'da açıldı. Türkiye'de hepsi beraat etti.

-"BİZİM KİRLİ ÇAMAŞIRLARIMIZI BİZ NİYE YIKAMIYORUZ"-

17-25, Türkiye'de dosyanın üzeri kapandı, şimdi Amerika'da. Bizim kirli çamaşırlarımızı biz niye yıkamıyoruz, nerede bu adalet, nerede bu mahkemeler, nerede bu Yargıtay, nerede bu Danıştay, nerede bu Sayıştay sormayacak mıyız biz? Nerede bu hakimler, nerede bu savcılar? Adalet bir devletin temelidir.

-"NİYE GİDİYORSUNUZ SİZ?"-

Yargıtay, Danıştay ve Sayıştay başkanları Erdoğan'ın daveti üzerine çay içmeye gittiler, affedersiniz çay içmeye diyorum ama onların kendi ifadesi, Erdoğan'ın kendi ifadesiyle söyleyeyim daha uygun olur, "Rize'de bir çayı tahlil edelim" dediler.

Eleştirdim, doğru değil diye.

-"SİZİN NE İŞİNİZ VAR ORADA?"-

Baktım Kırşehir'e de gittiler, niye gidiyorsunuz siz? Devlet protokolüymüş, ne demek devlet protokolü, sizin devlet protokolünden haberiniz bile yok, orada devlet toplantısı mı yapıyorsunuz devlet protokolüne gidiyorsunuz, siyasi partinin propagandası yapılıyor, sizin ne işiniz var orada? Üstelik bunlar gazetede mi okumuyorlar, haberde mi okumuyorlar? Çıktı açıkça konuştu "yasama ve yargı benim için ayak bağıdır" dedi. Senin için ayak bağı ise senin orada ne işin var sevgili Yargıtay Başkanı, Danıştay Başkanı, Sayıştay Başkanı?

Sonra kalkıp konuştu, "Anayasa Mahkemesine saygı da duymuyorum, kararına uymayacağım da" dedi.

-"ÖNÜNDE EL PENÇE DİVAN DURUYORSUN?"-

Bir yargının kararına bir Cumhurbaşkanı ben uymuyorum, saygı da duymuyorum diyorsa sen hangi gerekçeyle oraya gidiyorsun? Senin ne işin var orada? Yargıya saygı duymayan bir adama sen hangi gerekçeyle saygı duyuyorsun, önünde el pençe divan duruyorsun?

-"CUMHURUN BAŞI DA DEĞİL"-

Kaldı ki cumhurun başı da değil. Bizim anladığımız anlamda cumhurbaşkanı da değil. Çünkü bizim anladığımız anlamda cumhurbaşkanı olsa tarafsız olması lazım. "Ben tarafsız değilim" diyor. Tarafsız olmayan birisine siz hangi gerekçeyle gideceksiniz, onun toplantılarına katılacaksınız, ona övgüler düzeceksiniz.

Anayasayı ihlal ediyor.

Yemin etmedi mi…

-"SİZ DE Mİ NAMUSU VE ŞEREFİ ALIP BİR TARAFA ATIYORSUNUZ?"-

Namus ve şeref kavramı hadi onun için değerli değil, yaa sizin için de mi değerli değil, siz de mi namusu ve şerefi alıp bir tarafa atıyorsunuz?

Yargıya yazılı talimat veriyor, kendi Genel Sekreteri aracılığıyla…

Anayasa açıkça ihlal ediliyor.

'Benim bulunduğum konumu anayasayı, kanunları değiştirin benim konumuma uygun hale getirin'. Bunu söyleyen adamın yanında sizin ne işiniz var?

-"BEN DE SİZİ ÖNÜMÜZDEKİ İZMİR'DE VEYA ADANA'DAKİ TOPLANTIYA DAVET EDİYORUM"-

Anayasayı açıkça ihlal edecek, yargı bağımsızlığı ayaklar altına alınacak ve bu beyler oraya gidecekler ve sıkılmadan efendim "bizi davet ettiler biz gittik', iyi, ben de sizi önümüzdeki İzmir'de veya Adana'daki toplantıya davet ediyorum. Siz de gelin bakayım benim toplantıya…

-"BUNLARI YANINDA ÇANTA GİBİ TAŞIYOR"-

Bunları yasadışı bir uygulamanın bir parçası haline getiriyorlar. Kendi meşruiyetini kendi söylemlerine meşruiyet kazandırmak için bunları yanında çanta gibi taşıyor. Siz de bunun çantası oluyorsunuz.

Gazetelerde bir fotoğraf var, Obama salona girerken hakimlerin hiçbirisi ayağa kalkmıyor.

Bunlar bırakın ayağa kalkmayı el pençe divan duruyorlar.

Kırşehir'deki toplantıda bakın terini siliyor. Çünkü o da fark ediyor ki burada olmak doğru değil.

Ne işin var senin orada?

-"VERMEZSEN NAMERTSİN KARDEŞİM, VERMEZSEN"-

'Bizi eleştirenleri mahkemeye vereceğim" diyor, vermezsen namertsin kardeşim, vermezsen…

Biz bağımsız yargıya güveniriz, birilerinin çömezi olan yargıya güvenmeyiz.

Bağımsız yargı vicdanıyla karar veren yargı başımızın üstündedir. Bu eleştiriyi de zaten yargıya duyduğumuz saygıdan ötürü yapıyoruz.

-"GİTSİNLER KAÇAK SARAYDA BİR SÜRÜ ODA VAR, OTURSUNLAR"-

Bu tür insanlar yargıda olmamalı. Bu tür insanlar Yargıtay'ı, Danıştay'ı ve Sayıştay'ı temsil edemezler, gitsinler kaçak sarayda bir sürü oda var, otursunlar o odada, her gün gitsinler el pençe divan dursunlar, el etek öpsünler ama cübbelerini çıkarsınlar, cübbeleri çıksın gelsinler AKP'ye kaydını yaptırsınlar.

Diyor ki yargıya güven yüzde 30'a indi, sizin sayenizde indi, şimdi de sıfıra indi, sizin sayenizde indi.

Siz yargıyı alıp siyasi otoritenin emrine soktuğunuz için yargıya güveni sıfırladınız siz.

HSYK bir karar alıyor, yargı etiği diye, ilkeleri yayınlıyor, yargı nasıl olmalı… HSYK bunu bütün hakimlere gönderiyor. Şimdi ben o başkanlara diyorum ki, açın bunu bir okuyun, birileri sizi yanında çanta gibi taşıyorsa neden taşıdığını, size neden özel davet verdiğini oturup sorgulamanız lazım.

Yargıya güven duyulmasını sağlayacak olan sizsiniz, ben değilim. Ama siz böyle yaparsanız yargıya duyulan güven sıfırlamış olur.

-"O KOLTUKTAN AYRIL KARDEŞİM, O KOLTUĞU BIRAK"-

Öyle bizi tehdit ederek, eleştireni mahkemeye veririm diyerek ne yaparsan yap kardeşim, şimdi sana düşen bir görev var, izzetüikbal ile o koltuktan ayrıl kardeşim, o koltuğu bırak." (ANKA/DEVAM)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.