Geçmiş Yaşamda ki Sevgiler

Melek Tijen Öncel

Merhaba arkadaslar,

Bugün sizleri biraz gecmişe çocukluk  yıllarımıza götürmek istiyorum. Annelerin anne olduğu komşularımızın başkalaştırılmadığı komşuluk döneminden bahsetmek istiyorum. Eski çocukluk yıllarımız da şuan da olan bolluk yoktu. Bir çok insanlar gibi bizlerinde  çok parası yoktu. Oyuncaklarımız da yoktu. Bilgisayar, telefon vs..zaten hıç yoktu.. Oyun oynamak için dışarı çıkıyorduk. Tüm mahalle çocukları ile birlikte saklambaç, ip atlama, taşlarla oyunlar oynardık hep... Birbirimizi kayıtsız şartsız severdık. Komşularımız, kendi öz akrabalarımız gibiydi.. Annelerimiz gerçek anne idi o zaman.. Evlerinde bizleri büyütmek için, yuvasını ayakta tutmak için gayret sarf ederlerdi. Sevgi ile yuvasını koruyup kollarlardı. Şimdi  ne oldu  hersey, para korkusu, toplum baskısı , egolar, korkular yaşamımızda yer aldı.. Bir şey de biriktirdiğimiz yok. Çocukları cami avlusuna, çöp kontenyerlerine koymaktan başka.

Eski Bayramlar da yeni kıyafetlerımızi giyerdik. Şu anda ki tüketici  bilincine sahip değildik .Anne ve babalarımız birbirlerinin ayıbını örtmek için hep sevgisini koyuyordu ortaya.. Şimdiki gibi! Eşler başka başka yüzlerde  sevgi arayışında değildi!.. Dolaplarımız kıyafet dolu iken gidip yığınlarla yeni kıyafet alma gereği duymazdık. Evimizde yemek pişdiği zaman ilk önce komşumuza uzatırdık, aman hakkı geçmesin bize diye..

Ya şimdi??

Toplum gelişti, teknoloji gelişti, uzaya çıktık, evreni keşvettik ama asıl dünyaya geliş amacımız olan sevgiyi unuttuk. Merhameti unuttuk, Şevkati unuttuk.. Eski zamanlarda birimiz zorda ise banane demezdi hiç kimse. Elbirliği vardı birinin ihtiyacı varken herkes el uzatırdı o sorun anında çözülürdü.. Şimdı ise her birimiz lüks hayat sürme derdine düşmüş durumdayız. En iyi araba bende olsun, bankaya borç yapmışız önemli değil. Ve o çark bizi kendi kölesı yaptı. Parayı sevgi ile değiştirdik. Sırf etrafa lüks hayat gösterişinde olmak için zamanımızı saatlerimizi çok çalışıp sokağa koyduğumuz lüks arabalar için harcadık.. Annelerımiz anne olmayı unuttu. Daha iyi bir yaşam zannettiği için çalışmaya başladı. Ve çocukları eller anne sevgisinden uzak bir şekilde büyüttü.. Bencilleştik.. Egosal kimliklerimiz devreye girdiği için, zihin beden'e esir oldu.. Kalp gözümüzle sevmeyi, bakmayı unuttuk... Daha çok elbisem olsun diye çalıştık ve dolaplar dolu elbiseleri moda adı altında çöpe attık. Her gün daha çok çalıştık ve birbirimizden uzaklaştık, çünkü evimize yorgun geldik,  çocuklar yeter ki seslerıni çıkarmasın dedik, onların TV veya bilgisayara esir olmasına izin verdik,  çocuklarımızın sanal ortamda  yalancı geçici sevgilerin esiri olmasına fırsat tanıdık. .Halbuki teknolojiyi iyi derecede kullansaydık,  bu bizi ileriye götürecekti . Ancak şuan yarattığımız lüks yaşamın kölesi olduk..

İŞTE ONDANDIR Kİ NİYET EDİYORUM

Gerçek sevgilerle buluşmaya ve anne ve babaların dünyadaki gerçek görevleri hatırlamalarına daha çok aşkın hayatımıza girmesine ve çocuklarımızın güven icinde hiç bir korku bilincine fırsat vermeden komşu çocuklarının benim çocuklarım bilincinin toplum bilincine yerleşmesine dünyaya merhamet gelmesine niyet ediyorum.. 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.