Geyik / 2

Yüksel YAZICI

                                                                     Geyik / 2

Güzel bir Pazar günündeyiz…Gelin bütün tasaları atalım aklımızdan ve geyik (!) yapalım bugün… Bir süre önce de ilk örneğini yazmıştım ve oldukça ilgi görmüştü.

Geyik ne mi? Şu efendim:

Günümüz gençlerinin bir araya geldiklerinde ya da sosyal medyada  lokalize olarak birbirlerine gülmeceli laf soktukları biraz argo, biraz mizah yada gündelik trajik olayları yansıtan düşüncelerin atıldığı bir pota! İşte geyik dedikleri bu… Tam olarak ise “geyik muhabbeti” adı veriliyor. Daha Türkçesi de, saçma sapan ve gevezelik düzeyinde söyleşme ya da uzun uzadıya ipe-sapa gelmez konuşmalar…

Zaten ülkemizde son yıllarda olan biten de bu… Ne yana baksan geyik muhabbeti almış yürümüş! Siyasetten eğitime,  kültürden sanata ve  sağlıktan sosyal yaşama uzanmış da uzanmış! 

Geçen defa iki aşamalı aktarmıştım o geyikleri… Bir kısmı alıntılardı, diğerleri benimdi… Şimdi tamamen kendi geyiklerimi sunuyorun size… Düşünün, değerlendirin biraz da gülün elbet!

  •         Mezarlarda yatan sevdiklerinize dualar değil, şarkılar söyleyin… Çünkü duaların bir yararı asla yoktur, müzik ise ruhun gıdasıdır. .. Ve toprak altındakiler artık insan değil ruhlardır unutmayın!..
  •         Dünyada herkes akıllı olmak için uğraşıyor, ben ise delirmenin hayalleriyle yaşıyorum…
  •         Gün olur her şeyini kaybedebilirsin, fakat o süreçte neler kazanmış olduğunu da bilemeyebilirsin.
  •         Belki de sen şimdi daha da uzaklara gidiyorsun… Ben ise döneceğin yollarda sabırsızım…
  •         Yalnızca bilinçli insanlar yükselirler…Alçaktan baktığınızda onları göremezsşniz!..
  •         İnanmak değildir insana gerekli olan… Layık olanlara bilgi taşımak ve onlara  ışımaktır ki, onlar da başka liyakat sahiplerine ışıyacaktır.
  •         “Hani güzeldim ve beni seviyordun” diyeceksin! Evet doğru… Fakat, ben baklavayı da severdim… Şu lanet diabet yüzünden ona da küsüm!
  •         İnsanlarda yoksulluk ve çaresizlik olabilir ama, sevginin içinde cehalet yoktur!
  •         Bilgelere göre yeryüzünde iki kategoride insan vardır. Bunların birincisi zaman içinde kendileriyle sürekli yüzleşirler, diğerleri ise zaman geçtikçe durmaksızın yüzsüzleşirler..
  •         Ben insanım… Kimseyi öldüremem ama, istersen senin için ölürüm !..
  •         Bir şeyin aşkla yapılması o kadar basit değildir. Çünkü aşkın bile aşkla yapılması gerektiğini yalnızca aşıklar bilir!
  •         Demek ki gidiyorsun? Peki… O zaman peşime düş birlikte gidelim…
  •         Bana bir melek gösterin, size şeytanı göstereyim! Hadi bakalım, aranızda cin-peri var mı görelim!..
  •         Hiç denemeyin… Yüreğinden  yaralı olanı yıkamazsınız!
  •         Mademki Tanrı var, dünyadaki  bu kadar rezillik niye?  Acaba küs  müdür bize?
  •         Son güvendiğin sendin !..  Tabii sırtını dönmeden önce..
  •         Sana inanmak aptallık değildir. Çünkü seven için aklın önemi yoktur!...
  •         Evet sana “gidiyorsan git” dedim, ama “dönme” demedim ki…
  •         Seni asla affedemem ama sevmeye devam…
  •         Birgün, çok büyük bir sürpriz yapacağım ve yıllarca yere-göğe koyamadığımı, yüreğime inat terk edeceğim. Ve elbet ki hem ben şaşıracağım, hem de o…
  •         Dağlar da yıkılırlar gün gelende, ama çığılk atmazlar…
  •         Seninle cehennemi bile cennet sayıyorum… Hadi eyvallah da diyemiyorum, çünkü böyle bir şey kesin kıyamet günüdür.
  •         Dünyanın en mutlu ve huzurlu insanları delilerdir. Çünkü akıl olmasa, tasa olmaz!
  •         En insafsız, en kalleş ve bitmeyen gece hangisidir biliyor musun? Yanımda olmadığın her gece…
  •         Sen bensiz edemezsin, ben de sensiz… Gel artık birbirimizi kandırmayalım…
  • Sevmek ve onun yokluğunu hissetmek evrenden de büyük bir kahırdır.
  • Sevgiyi eken bilir, hasreti çeken bilir....
  •         Ve Tanrı önce ışığı, olduğun yer aydınlansın diye ondan da seni yaratmış!... Ardından da içinde barındırsın, yağmurdan, yelden ve her türlü nazardan esirgesin diye fener etmiş beni sana… Sedn içimde yandıkça varım ve de elbet ki bahtiyarım!
  •         Evet… Ne kadar da boş insan vardır bilir misiniz? Ki, bunların çoğunun mesleği gönül hırsızlığıdır. Ve bu aptal kurnazların yüzünden masum insanlar mazlum olurlar ve yaşamları boyunca kahırlarla kıvranırlar. Onlara kapılanların ise ne yazık ki gözleri kör, kulakları sağırdır. Baksalar da göremez, işitseler de duyamazlar!
  •         Sana yazdığım şiirlere yazık aslında… Onlara layık olmadığını kendin de biliyorsun!
  •         Olan her şey birilerinin eseridir. Bunlar anıt ya da harabelerdir.
  •         Başkalarının gördüğü sen, benim görmekte olduğum sen değilsin! Ve bunu nasılını,  gerçekten merak ettiğin günü öğrenebileceksin.
  •         Zulüm ve kumpas yerin dibine de girse, bir gün darağacının altında gözyaşı dökecektir.
  •         Sana karşı mücadele edemedim ve yenildim… Ama yalnızlığı alamayacaksın!
  •         Çok konuşmak değerli şeyler söylemek değildir. Bazan susmak bile çok şeyi haykırmaktır. Ve asıl olan ise, bu haykırışların anlamını kavramak ve onları yüreğinin derinlerinde duyabilmektir. Yüreği sağır olanların ise içsel haykırışları duymasına olanak yoktur!
  •         Sevdiğinizden ayrı düşebilirsiniz… Ama var olması, yar olmamasından güzeldir yine de!...

                     

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.