Öğretmenim...

Ayşegül Çiçekoğlu

Öğretmenim…

Bugün öğretmenler günü. 1981 tarihinden itibaren her yıl bu günü kutluyoruz. Her yıl 24 Kasım’da öğretmenlerimizi ne kadar sevdiğimizi ve onları ne kadar saydığımızı anlatan yazılar yazıyor, şiirler okuyor sonra da bir sonraki 24 Kasım’a kadar onları unutuyoruz. 

Eğitim Fakültelerinden mezun olan gençlerimizi yıllarca atamak için bekletiyor ve bir kısmını daha başlamadan bu meslekten soğutuyoruz.

Oysa ne kadar önemlidir öğretmenlik. Gözümüz gibi koruduğumuz çocuklarımızı altı yedi yaşından sonra öğretmenlere emanet ediyoruz. Taptaze beyinleri işlemeleri için. İşte orada okuldan çok öğretmenin değeri anlaşılıyor. Onun için okul çağına gelmiş çocukları olan veliler her yıl çocuklarını  ilkokulun ilk sınıfına yazdırmak için okul değil öğretmen arıyor. Çünkü okul ne kadar donanımlı olursa olsun öğretmen iyi olmayınca çocuğunun iyi yetişemeyeceğini düşünüyor.

Sürekli değişen eğitim sistemi hem öğrencileri, hem velileri ve en çok da öğretmenleri yoruyor. Halbuki ne kadar basit çözüm. Dünyadaki eğitim sistemini araştırır ve en iyisi hangisi ise seçersin. Oysa biz her sene yeni sistemler deneyerek veli, öğrenci ve öğretmen üçgeninde çocuklarımızı feda ediyoruz. Her yıl yapboza dönmüş bir sistem ne yazık ki başarıyı da getirmiyor. Durum bu olunca da altı yedi yaşından itibaren çocuklarımız acımasız bir çarkın içinde yok olup gidiyor. Geriye yaşanmamış çocukluk, hobisi olmayan bir gençlik ve sevmediği bölümlerde okumak zorunda kalan ve hayata atıldığı zaman eğitiminden farklı işler yapan mutsuz yetişkinler kalıyor.

Oysa öyle öğretmenlerimiz var ki mesleğine büyük bir sevgi ile bağlı. Yetiştirdiği her öğrenci onun için değerli. İmkansızlıklara rağmen zoru başaran öğretmenlerimiz var. Dört duvar arasına sığmayan öğrencisine dünyayı öğreten, öğrettiği her harfin ilerde aydın nesillere dönüşeceğini bilen öğretmenlerimiz var.

Eğitim sistemi bu ülkede hala ayaktaysa bu idealist öğretmenlerimiz sayesinde. Hala tüm zor koşullara rağmen mesleğini aşkla seven, aldığı maaşla ay sonunu zor getiren ama buna rağmen kendisine pırıl pırıl gözlerle bakan o tertemiz beyinleri bilgiyle doldurmaya yemin etmiş eli öpülesi öğretmenlerimiz sayesinde.

Sevgili öğretmenlerimiz sizlere emanet edilen o çocuklara önce insan olmayı, sonra ahlakı ve vicdanı öğretin. İnsanları, hayvanları ve doğayı sevmeyi öğretin. Merhameti, hoşgörüyü ve yalan söylelmemeyi öğretin.Farklılıkların hayatın renkleri olduğunu öğretin. Düşünceye saygıyı öğretin. Dünyanın bir bütün olduğunu ve çağdaşlığı öğretin. Kendilerini nasıl ifade edeceklerini öğretin.  Ondan sonra o çocuklara dersleri öğretebilirsiniz.

Mutlu bir gençlik ve güzel günler sizler sayesinde gelecektir. O genç beyinlere sadece bilimi değil sanatı da öğretin. Belki de içlerinde bir Beethoven, bir Michelangelo,  bir Piscasso vardır.

Bütün öğretmenlerimizin öğretmenler gününü kutlar onları saygıyla selamlarım.

Atatürk’ün dediği gibi; Öğretmenler, yeni nesli, Cumhuriyetin fedakar öğretmen ve eğitimcilerini, sizler yetiştireceksiniz ve yeni nesil, sizin eseriniz olacaktır…

Bir sonraki yazımda görüşmek üzere sevgiyle kalın…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.