Şeytanın Aklına Gelmeyen Tuzak

Mürsel Adıgüzel

Şeytanın Aklına Gelmeyen Tuzak

Değerli okurlarım, o kadar iyi ve kötü yaşadığım anılarım var ki hangi birisini anlatayım ki. Ama hiçbir yerde konuşmadığım ve yazmadığım bir anımı sizinle paylaşmış olayım. Kâzım Karabekir İlköğretim Okulu Müdürlüğüm sırasında, bir gün bir vatandaş okula gelerek, İstanbul’dan misafirlerinin geldiğini, onlar için davet hazırlığı yaptığını ve benimde onlarla birlikte olmamı rica etti. Bu ricasını geri çevirmedim ve kabul etmiş oldum. Yalnız yemeği benim boş olan kahvehanemde vereceğim, oraya teşrif edin, deyip gitti.

O gün okul paydosundan sonra, odamda oyalandım. Müstahdemlerden birisi emniyet bekçiliğinden gelmeydi. Her hususta tecrübe sahibiydi. O nedenle kendine güvenim çoktu. Gece işi yanımda bulunsun diye birlikte verilen adrese gittik. Kapıdan içeri girdiğim anda, içeride bulunan ev sahibiyle birlikte orada olan dört tanıdığım kişiler ayağa kalkarak, karşıladılar. Ayakta yaptığımız hoş sohbet sonrasında, gösterilen yere oturdum. Müstahdemi de göndermedim. Ev sahibi masayı camın önüne kurdu. Benim yüzüm cama gelecek şekilde oturmamı sağladı. Onun isteğine uydum ve masanın baş tarafına oturdum. Ama ben müstahdemi sol yanıma oturturdum. Bir birinden lezzetli etler ve yemekler geldi yedik. O arada rakı sunuldu, rakılarımızı yudumlarken bir birinden ilginç konular üzerinde sohbet etmeye başladık. Zaman hayli ilerlemişti, dışarısı zifiri karanlıktı. Bir anda dışarıdan mermi sesleri gelmeye başladı. Camı kıran kurşunun birisi başımın üstünden silip geçtiğini hissettim. O anda müstahdem beni çekip duvara yasladı. Camlar etrafa saçıldı. Ev sahibi ve diğerleri yan taraf duvar dibine sindiler.

Kurşunun hedefinde tek ben vardım. Şayet bina yüksekte olmasa, kurşun atan şahıs pencereye tam yanaşa bilmiş olsaydı, kurşundan kurtulma şansım hiç yoktu. Altı kurşun çekirdeğinin isabet ettiği yerler oluştu. Hiçbir kimseye bir şey olmayınca, o duruma da sevindik. Ben çok korktum ama çaktırmadım.

Ev sahibi belli bir zaman sonra dışarıyı kolaçan etti. Ortalık karanlıktı zaten. Kaldı ki mermi atan şahsın bekleyecek hali yok ya, gittiğini düşünerek oradan ayrıldık. Müstahdem benimle eve kadar geldi ve ben içeri girdikten sonra, gitti. O günden sonra, müstahdem işin peşini bırakmadı, sürekli gizliden gizliye araştırma yaptı. Elde ettiği bilgilerin sonucunda, kurgunun bana kurulduğu sonucunu ortaya çıkarmış oldu. Tabi ispatı mümkün olmayınca, adli dava konusu yapılamadı.

Yüzüme dost içinde düşman olan bu şahıs, çirkin emeline ulaşamadı. Duyduğuma göre şimdi akıl hastası olmuş ve bu yaptırdığı çirkefliği söylüyormuş. Demek ki kötülüğün gizliliği belli bir nedenle de olsa ortaya çıkıyor. O nedenledir ki su içtiğimizde bile insan olduğumuzu unutmamalıyız. Ne var ki içimizden birileri, şeytanın aklına bile gelmeyen tuzakları kurabiliyor.  

Mürsel ADIGÜZEL

Eğitimci Yazar -Şair

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.