Şiirin Çilesi

Yüksel YAZICI

                       Şiirin Çilesi

Yıllar önceydi, sanırım 1970’ler… Beyoğlu Olgunlaşma Enstitüsünde karma bir şiir sergisi açmıştık. O zamanlar şiir sergileri önemli bir kültürel  etkinlikti ve halk tarafından da önemseniyordu.

Özetle yeni çıkan kitaplarımdan birinde, açılış günü imza etmekten ellerime kramp girmişti… Şimdi kitap günleri oluşuyor güzel ve büyük mekanlarda, satılan kitap sayısı ise devede kulak!

Neyse, sözünü etmeye çalıştığım sergideki katılımcı şairler, zamanın önemli isimleriydi. Örneğin aktör ve yönetmen olarak da bilinen  Orhan Murat Arıburnu,  kısa süre önce yitirdiğimiz Bekir Sıtkı Erdoğan, yüzden fazla şarkıya söz yazmış olan Ankara’lı ağabeyimiz Halil Soyuer, Antalya’daki kısa film yarışmalarının gedikli ödüllüsü Behlül Dal, Zap Suyu’na yapılan köprünün sebebi olan Şemsi Belli, geçtiğimiz son  10 Kasım günü Sözcü gazetesinin birinci sayfasını kaplayan  Atatürk konulu şiirin yazarı Attila Damar ve  “biraz hasret,  biraz  ateş, biraz kül”  olan ben Yüksel Yazıcı idik…  Grubumuzun adı "Coşkunun Yedi Şairi”ydi ve gerçekten  şiirin çilesini çeken kişilerdik hepimiz! Şiirin çilesini gerçekten çekmekteydik, çünkü onunla yatar, onunla kalkardık!

Ve meşum 11 Nisan 1989 günü Orhan Murat Arıburnu’nun hiç beklenmeyen vefatı ile grubumuz dağıldı. Sonra, yukarıdaki sırayla diğer şair ağabey ve arkadaşlarımız da bir bir göçtüler bu dünyadan. Hepsi çok güçlü şairlerdi ve unutulmaz mısralar bıraktılar aksi seda olarak!

İşte o en büyüğümüz, ağabeyimiz ve de özellikle Artvin’li olduğundan ötürü hemşehrim olan Orhan Murat Arıburnu’nun bir şiirini öncelikle sizlere sunmak istiyorum. Bugün:

                                            Yetmez mi

                                      Önce ozanlar ölsün

                                      Sonra hiç kimse…

                                      Varsın ozansız kalsın dünya

                                      Barışı

                                      İnsanlığı

                                      Sevgiyi

                                      Yarattılar ya…

                                                        Orhan Murat Arıburnu

                          

            Şimdi de bir sizden bir bizden diyerek, son yazdıklarımdan iki örnek ileteyim size:

                                             Bir Kahır ki…

Canım sıkkın, huzursuzum

Yar kıymetim bilmez oldu

Tüm geceler uykusuzum

Bir selamı gelmez oldu

 

Kim bilecek gözyaşımı

Nere vursam bu başımı

Gönüldeki can kuşumu

Hasret alıp vermez oldu

Gökkubbemde ışıktı o

Hayatıma eşikti o

Sevgilere beşikti o

Gitti birgün dönmez oldu

O bahtımın karasıdır

Hasret aşkın yarasıdır

Onun bana mirasıdır

Bir kahır ki dinmez oldu

 

                            Yüksel Yazıcı

 

Bunu iki kıtalı bir başka şiirle bağlayalım diyorum:

                                                            Hazır mıyız                 

Çağırınca kabir birgün

Gider miyiz rıza ile

Canımızı söküp o gün

Verir miyiz Azrail’e

 

Günahı da sevabı da

Suallere cevabı da

Birikmiş tüm  hesabı da

Görür müyüz huzur ile

                                                                                                              Yüksel Yazıcı

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.