Yaver Türkkan Her Şeyi İtiraf Etti

Yaver Türkkan Her Şeyi İtiraf Etti
Savcılık sorgusuna alınan Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar'ın yaveri Yarbay Levent Türkkan sorgu esnasında her şeyi açıklayarak Fetullahçı Terör Örgütü mensubu olduğunu itiraf etti.

Türkkan,hainlerin düzenlemiş oldukları darbe girişimi sonrasında gözaltına alınmıştı.Sorguya alınan Türkkan,Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar'a yönelik açıklamalarda bulundu.Kendisine ilişkin yaptığı açıklamada fakir bir ailenin çocuğu olduğunu belirten Türkkan şunları söyledi:  "Babam çok fakir bir çiftçiydi. Tarlamız, bağımız bahçemiz yoktu. Fethullah Gülen cemaati ile ilk defa ortaokul döneminde tanıştım. İyi ve geleceği parlak bir öğrenciydim. Okulda matematikten 9 almışlığım yoktur. Ortaokulda cemaatin abileriyle tanışmıştım. 5 yaşından beri subay olmayı hayal ediyordum. Bu idealim cemaatin ekmeğine tuz biber oldu. Paralel Yapı üyesiyim. Fethullah Gülen cemaatindenim. 1989'da Işıklar Askeri Lisesi sınavlarına girdim. Sınavdan önceki gece soruları getirip verdiler ve liseyi kazandım. Genelkurmay'da emir subaylığı görevine getirildikten sonra cemaat adına verilen görevleri yerine getirmeye başladım" dedi.

Türkkan 14 Temmuz 2016 Perşembe günü saat 10.00-11.00 sıralarında öğrendiği Darbe Girişimine yönelik şunları söyledi: "15 Temmuz öğleden sonra Tümgeneral Mehmet Dişli'nin odasına gittim. O da cemaatçidir. Bize "Genelkurmay Başkanı'na sen Kenan Evren olacak mısın olmayacak mısın diye soracağım" şeklinde beyanda bulundu. Dişli, Akar Paşa'nın teklifi kabul edeceğini düşünüyordu. Ancak Akar teklifi kabul etmedi. Kuvvet komutanları da ikna edilemedi. 15 Temmuz Cuma günü saat 20.00-21.00 arasında Genelkurmay Başkanı makamındaydı. Akar, en son MİT Müsteşarı Hakan Fidan'la görüştü. Fidan makamdan ayrıldıktan sonra Özel Kuvvetler'den 20 civarında tam teçhizatlı asker Karargâh'a girdi. Dişli de oradaydı. 5 dakika sonra Dişli çıktı bize "girin" dedi. İçeri girdiğimizde Akar Paşa bize "Yanlış yapıyorsunuz" dedi. Özel Kuvvetler onu götürdü. Sürekli bize "Yanlış yapıyorsunuz" diyordu. Ben orada kaldım. Dişli Paşa beni telefonla arayarak, komutanının eşini aramam konusunda isteği olduğunu söyledi. Ben de hanımefendiyi askeri hattan aradım. Hanımefendi konuşurken gözyaşlarına boğuldu. Meclis'in bombalandığını, sivil halkın öldürüldüğünü TV'den öğrendiğimde pişman olmaya başladım. Yapılanlar katliam gibiydi."

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.