Sevgili okurlarım, 

Sizlere bir insanlık dünyasında yaşanan bir masalın gerçek olduğunu anlatmak istiyorum.

Bu masal dilde destan olan anlamıyla anlatmak istiyorum.

Ancak bu masalı yazmamakta olmaz. Masalın aslı şu: Bir çiftçi ovadaki tarlasını sürüp, tohumu tarlaya atmakla uğraşıyor. O esnada çok uzaklardan gelen bir sese kulak vermek zorunda kalıyor. Kendine gelen o sesi dinlediğinde,  bir kişinin “şaştım şaştım” sesini duyuyor. Bu ses o kadar ilgisini çekiyor ki, sonucuna dayanamıyor ve bu şaştım şaştım seslerini söyleyen şahsa doğru varıp gidiyor.

Çığırtkan kendine doğru gelen çiftçiyi görünce, oğluna öğrettiği hırsızlığın yönteminin gerçekleştiğini ve  oğlum bak sana öğrettiklerim gibi balık karaya vurdu. Bundan sonra senin yapacağın iş gidip öküzü boyunduruğundan çözüp, alıp götürmektir, diyor.

Dersini çok iyi öğrenen oğul, saklanarak gidip öküzün birisini boyunduruğundan çözerek alıp götürüyor.

Çiftçi o esnada şaştım diyen adama doğru gider ve be hey adam, bir saattir şaştım şaştım diye bağırıp duruyorsun. Söyler misin neye şaştın, diye sorar?

Adam alık alık çiftçiye bakar ve ya kardeşim sen koca tarlayı tek bir tek öküzle sürmene şaştım.

Çiftçi bu sözlere hayretler içinde kızgınlık göstererek, sen delirmiş olmalısın be gafil adam.  Ben bir çift öküzümle tarlamı sürmekteyim, diyor.

Hırsız, arsız-arsız gülerek, ya kardeş sen aptal mısın?  Hele bir geriye dönüp bakar mısın diyor?

Hele bir arkana dönüp bak, dediğin doğru mudur?

Çiftçi geriye dönüp baktığında, tarlasının içinde tek öküzünü görüyor.

Ya kardeşim inan bende şaştım. Nasıl oldu da bu tarlayı tek öküzümle sürdüm, diyor.

Sevgili okurlarım, öyle bir anı yaşıyoruz ki insanı dört dörtlük şaşırtıyorlar.

“Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az”. Bizde bunlar oluyor. Umarım ne dediğim anlaşılmıştır.

Mürsel ADIGÜZEL

Eğitimci Yazar- Şair