Sevgili okurlarım,

15 Temmuz darbe kalkışmasından üç ay sonra meclis gündemine gelen anayasa değişikliği gereklilik duyulan bir tavırdı. Bu tavır anayasal bir takım eksikliğin giderilmesi ve mevcut anayasada yerini alması açısından önemli ve anlamlıydı. Dört siyasi partinin bir araya gelmesi sonucunda, ortaya koymuş oldukları çok önemli bir tavırdı.  Siyasi parti temsilcilerinin belli bir süre yapmış oldukları çalışmalar sonucunda, anayasaya koyulması gereken altı maddede üzerinde uzlaşı sağlanmış olmalarına rağmen bu güne kadar meclis gündemine taşınmamıştır.

İkinci bir husus var dır ki o da, 15 Temmuz darbe kalkışması sonrasında Yenikapı’da yapılan en büyük mitingdir. Bu mitingde, milletimiz topyekûn kenetleşmiş ve başta cumhurbaşkanı olmak üzere, siyasi partiler bir birlerine daha yakın duruş göstermeye başladı. Ancak aradan üç aylık bir zaman sonrasında yeniden başkanlık sistemi gündeme getirildi. Bu getirilişin siyasal olarak yeni bir gündem ortaya çıkmasına sebep olmuş oldu. Unutulmuş gibi görülen başkanlık istemi, yeniden alevlendi.” Eski tas eski hamam” misaline dönülmüş olundu. Siyaset yön değiştirdi ve siyasi partiler bir birine girdiler. Anladığım kadarıyla içimizdeki bazı eller rahat durmuyor ve iç huzurumuzun bozulmasını istiyor. Üretilen düşünceler doğru da olsa, doğruda söylense ne yazık ki çeşitli yönlere çekilerek tartışmanın boyutu yön değiştirmiş oldu.

 Sevgili okurlarım, milletimiz için yapılan bütün doğru çalışmaların yanında olmanın şart olduğunu, söylemek isterim. Ne var ki, doğrular çok zaman dikkate alınmadan “Dediğim dedik, çaldığım düdük .” mantığı gündemi işgal etmektedir.“ Kapalı kapılar arkasında, Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün kurmuş olduğu cumhuriyet rejimi tartışılmaktadır. Bu tartışmanın dışa yansıması sonucu ise, yeni bir Türkiye cumhuriyeti sistemi oluşturulmak istenmesinden ibaret olduğudur. Bu tartışmayı başlatanlar, bu ülkenin dününde yaşananları ve bu gününde olanları hesaba katmadan, yarınımızda nelerin olabileceğini açıkça ortaya koymadan, yapılacak sistem değişiklik felakete yol açabilir düşüncesini de, düşünmek gerekir.

Eğer ortaya koyulan düşünce ve bu düşünce doğrultusunda yapılacak rejim değişikliği, yarınımızın ve daha ötesi geleceğimizin faydasına olacaksa, her yenilik yapılmalıdır. Bunu yaparken de, siyasi partiler bir birini dışlamadan, ortak aklı egemen kılmalıdırlar. O zaman mutlu ve refah seviyesi yüksek bir Türkiye yaratmış olurlar. Halkta bunu seve seve onaylar.

Eğitimci Yazar ve Şair

Mürsel Adıgüzel