Yüksel YAZICI

Yüksel YAZICI

Mezbaha-i İstanbul

Mezbaha-i İstanbul

Mezbaha-i İstanbul

Hiç eğip bükmeden söylüyorum. Bayramın ilk günü megaköy haline gelmiş olan bu güzel kent, tam anlamıyla bir mezbahaya dönüşmüştü.  İstanbul boğazı kıyıları, TEM anaarterleri sırasındaki yeşil alanlar,  bazı parklar, sokak araları, oto yıkayıcılar, kimi siteler ve kuytu bazı çıkmaz sokaklar  bu büyük mezbahanın şehre serpiştirilmiş arenalarıydı hiç kuşkusuz…

Belediyelerin kurban kesimi için hazırladıkları yerler yetmeyince, bilinçsiz halk  nereyi kendilerine uygun gördülerse, orada  bastılar bıçağı güzelim  kurbanlıkların üzerine…

Ne hükümetin yasağını dinlediler ne insani sorumluluklarını…  Ve Tanrı buyruğu diye mevcut inanç  algılarını uluorta saçtılar en çirkince…

Ve devletçe genelgelerle yasak edilen bu eylemde bir tane dahi suçlu tutuklanmadı, kimseye ceza yazılmadı, ilgili zabıtalar kimseyi ikaz etmedi nedense…

Ve kendini mümin sayan magandalar güle oynaya herkesin ve özellikle çocukların gözleri önünde güle oynaya kurban ritüellerini çok rahat biçimde yerine getirdiler.

Uygulanmayacak bir uygulamaya yasak neden getirilir bilen var mı?

Şimdi diyelim ki,  sokağa çıkma yasağı konuldu. Dışarı çıkan herhangi biri mazereti dahi olsa tutuklanır değil mi? Böyle birine, hiçbir ilgili pois, asker “boşver” deyip tutuklamadan geri durabilir mi?  Durursa eğer, üstlerince bunun hesabı sorulmaz mı?

Sorumlular neden şehri kanlı arenaya döndüren bu çağ dışı magandalara karşı durmaz, onlara hesap sormaz, tutuklayıp yargıç önüne çıkarmaz anlaşılır gibi değil!

Böyle bir ahvalde göstermelik  yasak ne işe yaramış oluyor ki? Nerede kalıyor o zaman inanç, çağdaşlık, insaniyet ve nerede kalıyor Tanrı buyruğu?

Kainatta her şey yaradanın eseridir ve bütün olacaklar da O’nun mutlak yasası ve planı gereğince yerine getirilir. Ne evrende, ne Tanrı’nın o mutlak yasa ve planında gelişigüzellik yoktur. Yani inanç algısı, cahillerin keyfi davranışlarına asla kurban edilemez. Her şey Tanrı katında nasıl ki santim santim hesaplıysa, dünya düzeninde de hiç kuşku yok ki bu bir  hesap işidir.

Bu nedenle de görenleri, duyanları,  özellikle bizzat insani aykırılıklara tanık olanları hayretler içinde bırakan bu türden uygulamalar utanç vericidir. Ve onlara karşı durmayıp, yasakların gereklerini yerine getirmeyen yetkililer görevlerini ihmal etmişlerdir. Görev ihmali suçtur! Ve cepheye gönderilen askerin korkup kaçması ile, konulmuş bir yasağı takip etmeyen görevli de benzer bir suçu işleme arasında hiçbir fark yoktur.

İnançlarımızı yerine getirelim elbet, buna kimsenin karşı çıktığı yok! Fakat bunu usülü dairesinde yapmak yurttaşlık görevidir. Ve hiçbir inanç ya da ibadet ritüeli, sizlere yasa dışılık hakkı vermez!

Bayram günü çeşitli alanlarda gördüğüm bu rezilce halden bir insan olarak utandım ve hatta  üzüldüm. Ki, bazı hayvanlara yapılan sıra dışı eziyetlere de isyan etmek istedim.

Hiç düşündünüz mü? Örneğin yapılanların tersi olsaydı ne olurdu diye?  yasaları hiçe sayarak keyfi eziyetli  uygulamalara razı olurmuydunuz? Her birinizin  ağzındadır ve düşmez  biliyorum… Madem ki en akılcı dindir inandığınız,  gösterdiğiniz bu ilkelliği nereye koyacaksınız? Hiç aklınıza geldi mi bu soru? Hiç sanmıyorum!

“Yaratılanı sevdim yaradandan ötürü” diyorsanız, nasıl sevmektir bu? Siz sevenleri işkenceler uygulayarak kesmek için mi dünyaya geldiniz? Tanrı buyruğu ise, neden kurallarını yerine koyarak uygulamıyorsunuz inancınızı?

Bütün dünyada,  İstanbul’un sokaklarında aıkıtılan kan fotoğrafları var biliyor musunuz? Bilmiyorsunuz… Çünkü haberlerden haberiniz yok! Gazete, kitap, dergi  okumuyor, televizyolarda evlilik programlarından başka bir şey izlemiyorsunuz. Ve  yaptığınız hatalı inanç uygulamasından ötürü sakınmak, utanmak yerine, şımarık asalaklar halinde dağlar yaratmış gibi ortalıkta dolaşıyorsunuz.

İbadetlerinizi yerine getirin elbet… Ama bunu gösteriş için değil, yaradanın buyruğu için doğru uygulamalarla yapın.  O zaman hem Tanrı'nın buyruğunu gerçekten  yerine getirmiş olursunuz, hem de insanlığın!

Ama insanlığınız başka bir yanda, siz başka bir yanda iseniz inancınızın da asla bir anlamı yoktur!

Yani kaş yaparken göz çıkarmayın, güzelim bir inancı lekelemeyin!

 

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yüksel YAZICI Arşivi

"27"

08 Eylül 2016 Perşembe 00:01