Yüksel YAZICI

Yüksel YAZICI

Sevgi Ve Aşka Evrensel Haykırış

Sevgi Ve Aşka Evrensel Haykırış

 

 

                                                        Sevgi Ve Aşka Evrensel Haykırış

 

 

Bugün Pazar… Artık yeri geldi ve sizlere yaratılmış bütün canların kalp atışlarındaki kutsal gizemlerin ardıllarını anlatacağım. Çünkü sevgi ve aşk, özünde kilit ile anahtar gibidir. Ve biri olmayınca diğerinin olmasına olanak yoktur. Ki, anahtarı olmayan kilit yapılmamıştır  da!...  İşte Yaradan da ikisini birleştirmiş ve  aşkı kilit halinde özenlice var kılarken, anahtarını da o muhteşem sevgisiyle  tamamlamıştır.

Ve bu güzel tatil gününde, eğer içinizde bu ikisinden de kıvılcımlar varsa; gelin o evrensel iç çekişleri  gönlümüzce doya doya birlikte  haykıralım:

                       

Ey aşk!..

Ey ilk nurla birlikte yaratılmış sevgi!

 Ey sırların sırrı güzellik!.. Anladık ki, her şey sensin!

Göklerden şavkıyan ışık, gönüllerde tutuşan ateş, yeşile bürünen toprak, yağan yağmur, esen yel, akan su...

 

Açan çiçekler sensin, patlayan tomurcuklar sen...

Uçan kuş, kanat çırpan kelebek, dallardaki sürgün, ağaçlardaki meyve, yüzlerdeki tebessüm, duyumsanan cazibe;

 hep senden gelir ve yeniden  sana döner.

 

Senin hikayendir sahillerdeki beyaz köpüklü dalgalar,

parıldayan kum taneleri, ulu dağlar ve kozmostan akıp,

göğsümüze sığmayan  heyecanlar...

 

Evet sen bütün bunların tümüsün

ve Tanrı’nın o ölümsüz, o İlahi gücüsün!

Bir bilmece ve çözümü zor manasın; iğne deliğinden geçebilir,

 fakat  evrenlere sığmazsın!

Ve zamanların içinde akıp gidersin sessiz,

bir dünya yaratırsın bilinenlerden eşsiz!

 

Belki milyarlarca yıl sonra bilebildik seni...

Ve sevgiye eş edip, koyduk Tanrı yerine...

 Sana erdikten sonra, artık dünyanın varlığı gözümüzde değil!

Şimdi biliyoruz ki, bütün olan bitenler yalnız senin içindi...

 Seni bilmek, sana varmak, senle olmak içindi

bunca hayat, bunca çile, bunca yol...

 

Onca engellerden, ateş çemberlerinden

ve sayısı bellisiz cehennemlerden aşarken;

 sabırlara sabır, acılara acı kattık!

Ve şerbet edip, bal eyledik kahrımızı...

 Hasret ve ayrılıklar için dökerken gözyaşımızı;

 el bebek, gül bebek içimizde büyüttük seni!

 

Tekamül deneylerindeki halka halka anların

 ve ezel-ebed boyutundaki bütün zamanların

son erişimi, son doruğusun.

Ve inanmaktan bilmeye,

 söylenceden görmeye kadar nice serüvenlerin ilk nuru,

parlayan aydınlığısın!

Artık yalnızca sendeki yüksek vibrasyonları yaşıyoruz

ve vecd ile vuslatında  kaybolmak istiyoruz.

 

Ey aşk!

 Ey büyük bilinmezlik!

Ey tükemsiz heyecan, ölümleri dahi haz eyleyen mutluluk!...

 Herkes seni gökte arar, yerde ister.

“Sevgi” yolundur senin, “gönül” yurdundur senin!

 

Varoluşta hiçbir haz olmazdı  olmasaydın,

yaşam-ölüm döngüsünde tad olmazdı  doğmasaydın...

Bilmiyoruz,  dünyada olmak neye yarardı;

gönüller sen olmasan başka neyi arardı?

 

Ki varoluş süresince sana varmak için azap, ıstırap  çoktur,

fakat yine de tüm evrende

 senden başka sığınacak yer yoktur!

(“Sevginin Askerleri” adlı kitabımdan/ Y.Y.)

               

         NOT: 01 ila 05 Haziran tarihleri arasında Haydarpaşa Garı'nda

açılacak olan  8. Kadıköy Kitap Günleri kapsamındaki Kırıntı Yayıncılık Standında

kitaplarımı imzalayacağım. Tüm dost okurlarımı bekliyorum.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yüksel YAZICI Arşivi

"27"

08 Eylül 2016 Perşembe 00:01