Sevgili okurlarım,

Bir önceki yazılarımda “BİLİMSEL EĞİTİM ve “BİLİMSEL EĞİTİMİN ÖNEMİ” Hakkında düşüncelerimi sizlerle paylaşmıştım. Bu yazılımla da “BİLİM EĞİTİM METODU” nedir? Sorusuna cevap ararken,  sistemimizi birçok yönüyle sorgulamaya çalışacağım.

            Ülkemizin ileri düzeye ulaştırılması için eğitim politikalarının uzun vadeye dayandırılması gerektiğine inanıyorum. Eğitimde sürekli sistem değişikliği, öğretmenleri ve öğrencileri kararsızlık içine sokar. Hatta sürekli olarak düşünce sistemlerini kargaşaya sürükler. Bilimsel olmayan eğitim kararsızlığı içinde yetişen öğrencilerin, sürekli bocalamaları eğitimden elde edilecek verileri olumsuz kılar. Bu şekilde ilkesiz ve bilimselliğe dayanmayan eğitim politikaları ve sık sık yapılan değişiklikler sonucunda, öğrencilerin bocalamasına yol açar. Sonuç olarak, yanlış yapılan sistem değişikliği nedeniyle zihinleri bocalar. Zihinlerin bocalanması, yetiştirilen nesillerin bilgisizlik tehlikesiyle karşı karşıya kalırlar. Nitekim bu tehlikeyi bugün hep birlikte yaşamaktayız.

            Amacımız iç açıcı olmayan bu tablo içinden nasıl çıkabiliriz diye düşünmemiz gerekir. Öncelikle çağdaşlaşmaya çalışmanın yolu bilimsel eğitimden geçtiğini bilerek, eğitim politikalarımızı gözden geçirmek zorundayız. Çocuklarımızın ve gençlerimizin düşünen, yaratan, üretebilen sorunları çözebilen bireyler olarak yetiştirilmelerinin önünü açmak gerekir. Aksi halde, üretmeyen ve problem çöme yeteneğinden yoksun olan nesillerle karşı karşıya kalırız. Bu vesileyle bilim nedir? Sorusuna cevap aramak zorundayız.

            Bu günlere gelinceye kadar bilimsel olarak yapılan çalışmalarda elde edilen somut sonuçların göstergesi, bilimle ilgilenen insanların doğasında var olan, içgüdüsel bir dürtüden kaynaklandığı bilinmektedir. Çünkü insanlar bir şeyleri merak ederek sorgularlar. Bu gibi sorgulamalar, onları düşünmeye ve araştırmaya yöneltir. Araştırmalar sonucunda ise deney ve gözleme dayalı yeni bilgiler elde edilir. Ortaya çıkan bu yeni bilgilere bilim denilmektedir. Bilimi asıl olarak ortaya çıkaran ve oluşturan unsurlar  ise merak, sorgulama, hayal ve bilgi birikimleridir.

            Bilimi ortaya çıkaran unsurların verimliliğini süreklilik durumuna getire bilmek için, bilim eğitimi vermek gerekmektedir. Bilim eğitiminin oluşturulması süreklilik ister. Buna göre pozitif bilgi olmadan bilimsel bir sonuca ulaşılması imkânsızdır. Nedenine gelince, insan bilgisi kadar düşünebilendir. Ondan fazla bir şey beklenemez. Hâlbuki bilgi öğrenmeyle, öğrenme ise yaşantı, gözlem veya eğitim ile sağlanır. Çünkü eğitim bireyin, düzeyinde kalıcı davranış değişikliğini sağlamaktadır. Tabi ki birçok eğitim metotları mevcuttur. İşte bu metotlardan biriside bilim eğitim metodudur.

Devam edecek.

Mürsel ADIGÜZEL

Eğitimci Yazar ve Şair